2 Nisan 2016 Cumartesi

Kan Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Lösemi, kan hücrelerinin üretildiği kemik iliğini ve dolayısıyla kanı etkileyen bir kanser türüdür.
Kemik iliğinde üretilen kan hücreleri kontrol dışı büyümeye başladığı zaman lösemi ortaya çıkar.
Kan kanseri türleri arasında en sık görülenidir ve çocuklardan 10 kat daha fazla yetişkinleri etkileyen bir hastalıktır.
Lösemi teşhisi konulan hastaların büyük bir çoğunluğu 50 yaş üzerindedir.
Farklı türleri bulunan löseminin belirtileri, hastalığın türüne göre değişmekle birlikte genel belirtiler, ateş ve gece terlemeleri, baş ağrısı, kolay yaralanma ve kanama, kemik ve eklem ağrıları, halsizlik, lenf bezlerinin şişmesi olarak sayılabilir.

Lösemi Belirtileri

Tüm kan hücreleri gibi lösemi hücreleri de kanla birlikte tüm vücutta dolaşır.
Lösemi belirtileri, lösemi hücrelerinin sayısına ve vücudun hangi kısmında yoğunlaştığına göre değişebilmektedir.
Kronik lösemi hastalarında herhangi bir belirti görülmeyebilir. Belirtileri hiç veya hafif olduğu için kronik lösemi çoğunlukla rutin kan testi sırasında tespit edilen bir kanser türüdür.
Akut lösemi ise, kişiyi doktor muayenesine gitmeye zorlayacak kadar şiddetli belirtilere yol açabilir. Lösemi hücreleri beyni etkilediyse baş ağrısı, kusma, zihin karışıklığı, kas kontrolünün zayıflaması gibi belirtiler görülebilir.
Lösemi hücreleri vücudun diğer bölgelerini de etkileyerek sindirim sorunlarına, böbrek rahatsızlıklarına, akciğer ve kalp sorunlarına yol açabilir.
Sık görülen lösemi belirtileri aşağı yukarı tüm kaynaklarda şu şekilde sıralanmaktadır.
1) Şişen lenf bezleri. Lösemi nedeniyle boyun ve koltuk altında bulunan lenf bezleri şişebilir. Bu şişlikler genelliklere ağrıya neden olmaz.
2) Ateş ve gece terlemeleri.
3) Halsizlik ve güçsüzlük.
4) Kolay yaralanma, kolay morarma ve kanama. Bu belirtilere diş eti kanaması, ciltte morluklar ve küçük kırmızı noktalar eşlik edebilir. Burun kanaması görülebilir, adet dönemleri arasında kanama yaşanabilir veya yoğun adet kanaması yaşanabilir.
5) Karın bölgesinde rahatsızlık hissi ve şişlik. Bu dalağın veya karaciğerin şişmesinden kaynaklanabilir.
6) Nedeniz kilo kaybı.
7) İştahsızlık.
8) Kemik ve/veya eklemlerde ağrılar.
9) Anemiye bağlı olarak görülen soluk ten, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, baş dönmesi.
10) Testislerin şişmesi.
11) Göz ağrıları ve görme sorunları.

Lösemi belirtileri ile ilgili önemli nokta, bu belirtilerin başka hastalıklar (enfeksiyon, yetersiz beslenme gibi) nedeniyle de ortaya çıkabileceğidir.
Lösemi, sadece doktor muayenesi ve gerekli testler yapıldıktan sonra belirlenebilir. Bu nedenle yukarıdaki rahatsızlıkların birini veya bir kaçını yaşıyorsanız nedenini kesin olarak öğrenebilmek için bir doktora görünmeli ve gerekli testleri yaptırmalısınız.


Lösemi Nedir?


Lösemi kan hücresi üretimini etkiler. Kemik içinde bulunan, kan hücrelerinin üretildiği kemik iliğinde başlar.
Sağlıklı bir insanda kemik iliği, vücudun enfeksiyonlara karşı koruyan beyaz kan hücrelerini (akyuvarlar), oksijeni vücut geneline taşıyan kırmızı kan hücrelerini (alyuvarlar) ve kanın pıhtılaşmasını sağlayan pıhtı hücrelerini (trombosit) üretir.
Lösemide ise kemik iliğinde anormal beyaz kan hücresi üretilmeye başlar ve bunlara “lösemi hücreleri” adı verilir. Bu anormal yapıdaki beyaz kan hücreleri, normal beyaz kan hücreleri gibi çalışmaz ve normalde olduğu gibi üremeleri durmaz.
Zaman içinde lösemi hücreleri normal kan hücresi sayısını geçer ve lösemi belirtileri olarak gösterilen anemi, kanama ve enfeksiyonlar artmaya başlar.
Lösemi hücreleri kan yoluyla lenf bezlerine sıçrayarak diğer organlara ulaşabilir, vücudun çeşitli bölgelerinde şişlik ve ağrılara neden olabilir.


Lösemi Türleri

Lösemi, etkilediği beyaz kan hücresine ve ne kadar hızlı ilerlediğine bağlı olarak farklı türlere ayrılmaktadır.
Akut lösemi hızlı gelişir ve belirtileri kısa zamanda görülmeye başlar. Kronik lösemi ise daha yavaş ilerler ve yıllarca hiç bir belirtiye neden olmadan gelişebilir.
Akut ve kronik lösemi kendi içinde, hangi beyaz kan hücresini etkilediğine göre 2’ye ayrılmaktadır.
Eğer lenfosit adı verilen beyaz kan hücreleri anormal olarak ürüyorsa buna “lenfoblastik lösemi”, myelosit adı verilen beyaz kan hücreleri anormal olarak ürüyorsa “miyelogenöz lösemi” adı veriler.
Bu 4 ana lösemi türü dışında daha az görülen tüylü hücre lösemisi, kronik miyelomonositik lösemi ve juvenil miyelomonositik lösemi adında farklı lösemi türleri de bulunmaktadır.
Yetişkinlerde en sık görülen lösemi türleri, kronik lenfositik lösemi ve akut miyeloid lösemidir. Çocuklarda ise akut miyelojenöz lösemi (AML) ve miyeloid lösemiler daha çok görülmektedir.


Lösemi Nedenleri Nelerdir?


Löseminin kesin nedeni bilinmemektedir ancak, bazı durumların lösemi riskini artırdığı bilinmektedir. Bu durumlara “risk faktörü” denir ve risk faktörleri şu şekilde sıralanmaktadır.
1) Radyasyona maruz kalmak.
2) Bazı kimyasallara maruz kalmak.
3) Başka bir kanser için kemoterapi tedavisi görmüş olmak.
4) Down sendromu ve diğer genetik sorunlar.
5) Sigara kullanmak.
6) Bazı kan hastalıkları.
- See more at: http://belirtilerinelerdir.com/losemi-belirtileri-nelerdir/#sthash.9gyar8Pk.dpuf
Share:
Devamını Oku..

18 Şubat 2016 Perşembe

Erkeklerdeki Demir Eksikliği Hangi Hastalıkları Tetikler?

Demir eksikliği özellikle gelişmekte olan ülkelerde toplumun büyük çoğunluğunu etkileyen önemli bir sorun. Kansızlık Türk kadınlarında daha sık görülüyor ve pek çok sağlık sorununu da beraberinde getiriyor ancak erkeklerde görülen kansızlık kanser başta olmak üzere pek çok ciddi hastalığın habercisi olabileceği için dikkat gerektiriyor. 

Anemi (Kansızlık) hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre Dünya Sağlık Örgütü tarafından kabul edilen kriterlerin altında kalması. Bu kriterler erişkin erkeklerde 13 g/Dl; kadınlarda 12 g/dL nin altı kabul edilir. 6 ay ile 6 yaş arası çocuklarda 11 g/dL nin, 6-14 yaşlarda 12 g/dL nin altı anemidir. Ancak kansızlık teşhisi konurken sadece hemoglobin değeri dikkate alınmaz. Onun yanında demir, demir bağlama kapasitesi, ferritin, gibi demir depolarını gösteren bir takım parametrelere de bakılır.

Anemi, alyuvarların çapındaki değişikliklere göre farklı gruplara ayrılır. Alyuvarların çapı küçük olanlarda, “demir eksikliği anemisi” ve “Akdeniz anemisi” dediğimiz iki anemi türü görülür. Çapı büyük oranlarlarda ise en sıklıkla görülen, vitamin eksikliğinden kaynaklanan anemilerdir. B12 vitamini ya da folik asit eksikliği anemileri bu gruba girer. Ama bazen de alyuvarların çapı normal olmasına rağmen kansızlık ortaya çıkabilir. Bunlar da bir takım üretim eksikliklerine bağlı kronik hastalıklarla veya böbrek yetersizliği ile ilişkili olan, ilik tembelliği diye tabir ettiğimiz anemi türleri vardır. Bir başka tür ise bağışıklık sistemi veya mekanik sebeplerle ortaya çıkan anemilerdir. 

Belirtileri
Hematoloji Uzmanı Hüseyin Saffet Beköz, kansızlığın belirtilerini şöyle sıralıyor: Halsizlik, yorgunluk, çabuk yorulma, eforla nefes nefese kalma, adalelerde güçsüzlük hissi, üşüme hissi, ellerde soğukluk, baş ağrısı, baş dönmesi, huzursuzluk, iştahsızlık, saç dökülmesi ve saçlarda matlaşma, kulaklarda uğultu ve çınlama, gözler önünde sinek uçuşmaları, devamlı uyuma isteği ve uyuklama hali, çarpıntı, kalp rahatsızlığı olan kişilerde göğüs ağrısı, deride solukluk, tırnak yataklarında düzleşme, kolay kırılma, çok seyrek olarak çukurlaşma (kaşık tırnak), dudak kenarında çatlamalar, yaralar görülmesi, zihinsel yoğunlaşmada (konsantrasyon) yetersizlik. 

Hastalığın çok ilerlediği durumlarda, göz kararması, baygınlık hissi dahi görülebilir. Bu belirtilerin görüldüğü vakalarda, kronik anemi akla gelir. Kansızlığı olan her insanda bu bulguların hepsinin görüleceği anlamı çıkarılmamalı. Kansızlığın şiddeti, oluşma hızı, süresi ve altta yatan aneminin sebebine göre şikayetlerde değişiklikler görülebilir.

Erkeklerde jinekolojik sebeplere bağlı olarak kan kayıpları yaşanmadığından kansızlık görülme sıklığı çok düşüktür. Ancak karşılaşıldığı durumlarda sebebi iyi araştırılmalı ve değerlendirilmeli. Erkeklerde görülen kansızlık ciddi hastalıklara işaret ediyor olabilir.
Erkeklerde görülen demir eksikliğinin en sık nedeni mide ve kalın bağırsak gibi sindirim sisteminde olan kayıplardır. Midede ülser, gastrit türleri veya damar yumakları meydana gelebilir. Bu damar yumaklarının açılıp kanamasıyla beraber kan kayıpları yaşanabilir. Bazen de daha ciddi olarak gördüğümüz kalın bağırsak veya mide kanserlerinin ülserli şekli oradaki damarın açılmasıyla birlikte kendini kansızlık şeklinde de gösterebilir. O nedenle bazı mide kanserleri de demir eksikliği anemisi taraması esnasında yakalanır.

Bazen de hemoroid dediğimiz makatımızın dış kısmındaki damar paketlerinin açılmasıyla beraber belirli aralıklarla kanamayla kaybedilen kan da erkeklerde demir eksikliği anemisi yapabilir. 

Tedavisi

Demir eksikliğinin tedavisinde yapılması gereken ilk şey demir eksikliğine neden olan sebebin ortadan kaldırılmasıdır. Bunun için hastanın öyküsünün çok iyi alınması gerekiyor. Sebep ortadan kaldırılmadan uygulanan tedaviler geçici olacak ve hastalığın tekrarlama riski yükselecektir.

Demir eksikliği tedavisinde, sebebin ortadan kaldırılmasından sonra uygulanacak ikinci süreç ise, demir eksikliğinin giderilmesidir. Demir eksikliğinin giderilmesinde, diyette gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Bunun yanında demir preparatları ile tedavi edilmelidir. Demir preparatı ihtiyaca göre damardan, kas içine ya da ağızdan hap veya solüsyon şeklinde verilebilir. Uygun süre kullanılmalı anemi düzeldikten sonra da demir depoları doldurulana kadar devam edilmelidir.
Share:
Devamını Oku..

24 Aralık 2015 Perşembe

Erkeklerde Demir Eksikliği Nasıl Olur?

Özellikle 15-20 yaş dönemindeki genç kızlarla, sık doğum yapan genç hanımlarda, bilhassa demir eksikliğine bağlı kansızlık problemi ile sık karşılaşırız ve bu bizi pek şaşırtmaz. Nedeni de genç kız ve hanımların periyodik dönemlerle hamileliklerde kaybettikleri demiri zamanında ve yeteri kadar yerine koyamamalarıdır. Vejetaryen hanımlarda (hele bir de sık sık bilinçsizce diyet yapıyor veya yeteri kadar et yemiyorlarsa) kansızlık kaçınılmaz bir neticedir. 
Ama erkeklere gelince durum farklıdır. Kansızlık erkeklerde seyrek rastlanan bir sorundur ve çoğu zaman önemli, ciddi, tehlikeli bazı hastalıklara işaret eder. 
Herhangi bir yaşta ama özelikle orta ve 50’li yaşlarda erkeklerde demir eksikliğine bağlı kansızlık akla önce kanser ya da gizli kanama gibi bir problemi getirir. Ayrıca böbrek yetmezliği gibi kronik bazı sağlık sorunlarında da kansızlık sık görüldüğünden kronik hastalıklar yönünden de araştırmalar yapılır. Özellikle ülser, kalın bağırsaktaki damarsal problemler, hemoroit, kolit ve bazen de kolon kanseri nedeniyle oluşan ve pek de dikkati çekmeyen kanamalar kansızlığa yol açabilir. Gözden kaçan romatizmal bir hastalık, kronik bir iltihabi problem de kansızlıkla neticelenebilir. 

KİLO KAYBINA DİKKAT

Kısacası, erkeklerde kansızlık sorunu ile karşılaşıldığında dikkatli ve özenli bir araştırma yapmak şarttır. Özellikle kilo kaybı da varsa çok daha dikkatli olmak gerekir.
Kansızlığın, halsizlik, yorgunluk, nefes darlığı, ufak çabalarda nefes nefese kalma ve çarpıntı problemi yaşama, uyku eğilimi ya da uykusuzluk, unutkanlık, saç ve tırnak sorunları, cilt solukluğu gibi işretleri olduğunu bir kenara not etmenizde fayda var. 

BİR BİLGİ
Sağlık sorunu sadece bedensel olmayabilir


Sağlık sorunları ile ilgili telaş ve takıntı durumlarına özellikle 35-55 yaş aralığındaki kadınlarda sık rastlanıyor. Bu hassasiyet dozunda tutulabilirse aslında iyi bir şey. Çünkü pek çok sağlık sorununun erken dönemde yakalanmasına yardımcı olabiliyor. Ne var ki takıntı haline geldiğinde iş değişiyor. Elinde reçeteler, tomar tomar tahliller ve röntgen filmi dosyalarıyla doktor doktor gezen bir kadın profili ortaya çıkıyor. Sağlık sorunlarının her zaman bedensel kaynaklı olmayabileceği, ruhsal nedenlerle hatta bazen sadece basit bir takıntı sebebiyle de kendinizi hasta ya da kötü hissedebileceğinizi unutmayın. 

NOT EDİN
Ağız yoluyla alınan haplar cildi nemlendirmez
 

Yaz güneşi, havuzlar ve deniz suyu cildinizde de, saçınızda da problemlere yol açabilir. Güneşin, havuzun, denizin, özellikle cilt ve saçınızda en azından yıpranmaya yol açtığını bilmeli ve bir yaz sonu bakımı için kolay, etkili bir plan yapmalısınız. 
Dermatoloji uzmanları çözümün öncelikle etkili bir cilt temizliğinden geçtiğini, yani yapılması gereken ilk işin cildi temizleyip arındırmak olduğunu söylüyorlar. Piyasada çok sayıda cilt temizleyici ürün var. Güvenilir markalardan herhangi birinin ürününü seçebilirsiniz. Fiyatları dışında içerikleri yönünden pek fark olmadığından ucuz bir ürün almaktan çekinmeyin. Yeter ki güvenilir bir marka üretmiş olsun. Eğer böyle bir imkânınız yoksa evinizde kendi hazırlayacağınız temizleyici ürünlerden de faydalanabilirsiniz. Mesela yoğurt, bal ve badem yağı karışımı bir ürünle cildinizi temizlemeniz mümkün olabilir. Ayrıca aşırı sıcak ya da soğuk su kullanmayın. Cildinizi sık sık ovup, sabunlamayın. Gül suyu ile üretilmiş makyaj toniklerinden istifade edin. Yaz sonu bakımı için mutlaka nemlendirici ürünler ve nem arttırıcı desteklerden de (Primrose oil gibi) istifade edin. Kullandığınız nemlendiricinin yeteri kadar hiyalüronik asit ihtiva edip etmediğini kontrol edin. Her zamankinden daha bol ve sık su içmeye özen gösterin. Özellikle yatmadan önce hiyalüronik asitten zengin bir krem kullanmayı ihmal etmeyin. Önemli bir nokta da şu: Ağız yolu ile hiyalüranik asit tabletlerini yutarak cildinize hiyalüranik asit depolayıp, nemlenme sorununu çözemezsiniz. Bu haplara gereksiz yere para harcamayın.

BİR SORU/BİR CEVAP
Menopoz yaşı önceden tahmin edilebilir mi?
 

Her kadın menopoza ne zaman gireceğini merak eder. Bu bazen sadece meraktandır bazen de iş ve kariyer planlaması ya da son bir doğum hamlesini zamanlamak içindir. Kadın hastalıkları uzmanlarına göre menopoz yaşını önceden tam olarak tahmin etmek pek kolay değil. Genetik faktörler önemli olabiliyor. Yani bir kadının ne zaman menopoza gireceği az çok annesinin ne zaman menopoza girdiğiyle alakalı görünüyor. Ama yine de ciddi faklılıklar görülmesi mümkün.
Bu konuda kullanılması gereken testlerden en çok bilineni iki hormonun kan seviyesini ölçmek. Menopozla birlikte FSH ve LH adı verilen hormonların seviyesi yükselmeye başlıyor. Ne var ki bu hormonlar doğrudan yumurtalıklardan salgılanan hormonlar değil. Beyinden hipofiz bezinden salgılanan ama salgılanma süreci doğrudan yumurtalıklardaki hormon üretimi ile ilişkili olan maddeler bunlar. Ama yine de farklı nedenlerle de FSH ve LH rakamları değişebiliyor ve bu durum güvenilir bir menopoz belirleyicisi olmasını zora sokuyor.
Son zamanlarda doğrudan yumurtalıklardan üretilen AMH (Anti Müllerian Hormon) seviyesini ölçmenin daha güvenilir bir menopoz tahmini sağlayacağı belirtiliyor.
Share:
Devamını Oku..

Yetişkinlerde Demir Eksikliği Belirtileri

Güçsüzlük, yorgunluk, nefes darlığı, soluk cilt rengi, kırılgan tırnaklar, sindirim bozuklukları, iştahsızlık, kabızlık, çarpıntı, eforla oluşan nefes darlığı, kulak çınlaması, baş dönmesi, halsizlik, çabuk yorulma.

Ağır durumlarda ağız köşelerinde çatlaklar ve dalak büyümesi meydana gelebilir. Bazı hastalarda toprak yeme gibi belirtiler olabilir.
Share:
Devamını Oku..

Yetişkinlerde Demir Eksikliği Tedavisi

Demir eksikliğinin tedavisinde  demir eksikliği anemisinin sebebini teşhis etmek önemlidir. Demir eksikliği, beslenmeyle  demirin arttırılmasıyla giderilemeyebilir. Bu yüzden İlaç biçiminde ek olarak alınması gerekebilir. Tedaviye başladıktan iki ay sonra hemoglobin düzeyi normale çıkar, fakat genellikle kemik iliğinde olan demir depolarını doldurmak amacıyla tedaviye 6 ila 12 ay daha devam edilmesi gerektiği belirtiliyor.


Oral şekilde  ilaç olarak alınan demir, ferröz sülfat formundadır. Demir emilimi en iyi aç karnına olmasına rağmen birçok kişi buna katlanamaz. Süt ve anti-asit ilaçlar demir emilimini olumsuz biçimde etkileyebileceğinden dolayı demirle beraber alınmaması gerekir. C vitamini ise demir emilimini arttırır.

Kırmızı et, karaciğer ve yumurta sarısı demir bakımından zengin besinlerdir. Maydanoz, roka, fındık, fıstık, susam, soya fasulyesi, kuru meyveler, kuru baklagiller, keçi boynuzu pekmezi de demir içeren yiyecekler arasındadır.

Et miktar ve emilim kolaylığı açısından en iyi demir kaynağıdır. Kırmızı etteki demir içeriği beyaz etten daha fazladır.

Yukarıda yeralan metin haber ve bilgi amaçlı hazırlanmış olup, hekimin uygulayacağı teşhis ve tedavisinin yerine geçmez. Herhangi bir tedavi sürecine başlamadan önce mutlaka sağlık uzmanının görüş ve onayı alınmalıdır.
Share:
Devamını Oku..

Yetişkinlerde Demir Eksikliği Nasıl Ortaya Çıkar?

Düşük miktarda demire bağlı olarak kanın kırmızı hücrelerindeki azalma demir eksiliği anemisi olarak adlandırılır. Kansızlığın en fazla görülen şekli demir eksikliği anemisidir. Kadınların yüzde 20`si, hamilelerin yüzde 50`si ve erkeklerin yüzde 3`ünde demir eksikliği görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü`nün yaptığı tespitlere göre; 760 milyondan fazla insanda demir eksikliği olduğu belirtilmektedir.



• Günlük demir ihtiyacı menopoz öncesi, kadınlarda 18 mg, hamilelerdeyse 27 mgdır. Erkeklerde ise günlük demir gereksinim 8 mg.

• Kana kırmızı rengini veren ve dokulara oksijen taşınmasında görevli yapı taşı olan hemoglobinin azalması kansızlığa neden olur. Özellikle kadınlarda daha çok görülen demir eksikliği anemisi yani kansızlık soluk ten rengi, güçsüzlük ve nefes darlığı gibi belirtilerle kendini belli eder.

• Bazı kişiler bu minerali  besinsel olarak eksik alırken bazı kişilerdeyse demirin bağırsaklardan emilimi yetersizdir.

• Demir eksikliğinin sebepleri besinlerle demirin az miktarda alınması, vücut tarafından az miktarda emilimi ve ağır menstürel kanama da dahil olmak üzere kan kaybıdır. Vücutta ve kemik iliğindeki demir depolarının harcanmasıyla kansızlık yavaş yavaş gelişir.

• Yetişkinlerdeki demir eksikliği kan kaybıyla ilgilidir. Kanama nedenleri arasında mide ülseri, mide ve kalın bağırsak tümörleri, hemoroidler, bağırsak polipleri, kadınlarda fazla oranda veya uzun süren adet kanamalarıdır.

• Ameliyatla midenin bir bölümü veya tümü alınan kişilerde demir emilemez ve zaman içerinde demir deposu da tükenince demir eksikliği oluşur.

• Kronik enfeksiyonlar, sindirim sistemi anomalileri, malabsorbsiyon sendromu gibi demir emiliminin bozulduğu durumlarda kansızlık oluşabilir.

• Yiyeceklerle demirin yeteri oranda alınamaması sonucu demir eksikliği meydana gelir. Zayıflama rejimleri, vejeteryan beslenme, yeme bozuklukları da kansızlığa yol açar.

• Demir mineralinin emilimi zordur. Yanlış şekilde beslenme durumunda bu olumsuzluk daha da fazlalaşır. Kafeinli içecekler yemeklerle ya da bitiminden hemen sonra alındığında, vücuttan demir atımı artar.

• Amerika’da yapılan bir araştrma sonucuna göre demir eksikliğine sebep olan diyet programlarının kadınlarda zihinsel faaliyetleri zayıflattığını göstermiştir. Diyet programı esnasında vücuttaki demir oranının azalması genç yaştaki kadınların zihinsel performansını yavaşlatıyor ve zihinsel fonksiyonların yerine getirilmesinde zayıflamalar, dikkat kaybı, hafıza ve konsantrasyon seviyelerinde ciddi şekilde azalma oluşuyor.

• Yoğun stres altında çalışan, tahıl ve karbonhidrat ağırlıklı beslenen kadınlarda da demir düşüklüğü görülmektedir.

• Prematürelik ve çoğul gebelikler kansızlığa sebep olabilir.

• Ülser kanamaları, kadınlarda adet kanamaları gibi akut ya da kronik kan kaybı demir ihtiyacının arttığı durumlardır.

• Yoğun olan adet kanamaları, mide ülserlerinden doğan kanamalar, basur kanamaları  kronik kansızlığa yol açabilecek rahatsızlıklardır. Adet  dönemlerinde kaybedilen kana karşılık, demir gereksinimi kadınlarda erkeklere nazaran yüzde 60 fazladır.

• Üreme çağında olan ve menstürasyon sebebiyle kan kaybı olan kadınlar, demir gereksinimi artmış hamile ya da emziren kadınlar, çocuklar ve beslenmesinde gerekli miktarda demir bulunmayan kişiler kansızlık riski altındadırlar.
Share:
Devamını Oku..

22 Aralık 2015 Salı

Bebeklerde Demir Eksikliği Nasıl Meydana Gelir?

Bebeklerde demir eksikliği, demir eksikliği özellikle 6-24 aylık bebeklerde anemiye neden olan önemli bir etkendir. Annede önemli derecede anemi olmadığından, zamanında doğan bebeklerde yeteri düzeyde demir olur. Bu durumda ilk 6 ay içinde demir eksikliği anemisi görülmez. Daha sonraki zamanda bebeklerin hızla büyümesi, uygulanan diyette yeteri kadar demir olmaması, süt ağırlıklı beslenmenin olması bebeklerde demir eksikliğinin nedenleri arasında yer alır. Demir yaşamsal bir elementtir. Vücutta oksijen taşınmasında, protein sentezinde, hücre solunumunda, elektron transportu, enzimlerin yapısında ve işlevini yerine getirmesinde demirin önemli bir rolü vardır. Demir eksikliği anemi dışında, vücutta sinir sistemi gibi önemli sistemler üzerinde de bozulmalara yol açabilir.

Bebeklerde demir eksikliği nasıl belirti verir?
Bebeklerde anemi geliştiği zaman halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, erken yorulma, ciltte solgunluk, tat alma sorunu, tırnaklarda çizgi, kırılma, ağız çevresinde yara gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durumda bebeklerde tuz, kum, toprak, kireç, buz gibi nesneleri yeme ihtiyacı olabilir. Bunun yanında sinirlilik, algılama zorluğu, zeka düzeyinin azalması, enfeksiyonlara kolay yakalanma gibi etkiler görülebilir. Bebeklerde ağlarken morarama, yutma güçlüğü, gelişiminde sorun gibi etkiler olur. Oturan bebekler birden oturamaz, yürüyenler birden yürüyememeye başlar. Bunlar henüz demir eksikliğinin erken aşamasında görülebilir.

Bebeklerde demir eksikliğinden kaynaklanan anemi nedenleri
Doğumdan önceki nedenler arasında çoğul gebelikler, bebekten anneye kan geçmesi, diğer kanama sebepleri, oksijensiz kalma gibi etkenler olabilir. Doğumdan sonraki olası nedenler arasında ise, beslenme yetersizliği, vejetaryen beslenme, yeme bozukları, emilim bozukluğu, bağırsakların cerrahi olarak kısaltılması, akut kan kaybı, büyümenin hızlı olması, erken doğan bebekler, doğum ağırlığı düşük olan bebeklerde demir eksikliği yüzünden anemi görülebilir.

Bebeklerde demir eksikliğinde nasıl bir tedavi uygulanır?
Ağızdan verilen damla, şurup şeklinde ilaç tedavisi uygulanabilir. Bunlar genellikle günde 2 defa alınır. Özellikle bebeklerin aç olduğu zaman ve öğün aralarında ilaçlar kullanılmalıdır. Ancak bunlar süt ve sütlü gıdalarla verilmez. Eğer bebekler süt içtiyse en az yarım saat beklenmelidir. Yanında C vitamini içeren besinler alınırsa, demir emilimi daha yüksek olur. Demir ilaçları yeteri kadar düzenli kullanılırsa, faydalı olur. Bunun yanında bebekler demirden zengin beslenmelidir. Eğer ağır anemiden kalp yetmezliği gelişirse, bu bebeklerin özel izlenmesi gerekir. Demirin az alınması kadar, fazla alınması da zararlı etkilere yol açar. Bu yüzden alınan dozlara ve süreye dikkat edilmelidir.
Tedavi ortalama 3 ay sürmelidir. İlk ayda değerler düzelirse, demir ilacının dozu düşürülebilir. Tedavi bittikten 3 ay sonra bebeklerin yeniden değerle dirilmesinde yarar bulunmaktadır. Bebeklerde ilaçların tadı beğenilmezse, bunlar portakal suyuyla verilebilir. Bu demirin emilimine de yararlı olur. Bazen bebeklerde karın ağrısı, ishal, midede yanma gibi etkiler görülebilir. Bu durumda karın ağrısı olursa aç karnına, midede yanma olduğundan tok karnına ilaçlar verilebilir. Bu süreçte bebeğin dışkısı siyaha yakın bir renkte olur.

Bebeklerde demir eksikliği tedavi edilmediğinde
Demir eksikliği tedavi edilmediği zaman, bebeklerin kan değerleri normale dönse bile beyin gelişimi için önemli olan demir eksikliği zeka geriliğine yol açabilir. Bu bebeklerde yürüme zorluğu, sıralama güçlüğü, algılamada zorluk, dikkat bozukluğu, halsizlik gibi etkiler görülebilir. İleri aşamalarda kalp yetmezliği oluşabilir.
Bu yüzden zamanında doğan bebeklerde 4. ayın sonunda, erken doğanlara ilk ayın sonunda düşük dozda demir ilacı verilebilir. Bu demir eksikliğinden korunmada bebeklere yardımcı olabilir. Aynı zamanda ek gıdalara başlandığında demirden zengin beslenmeye önem verilmelidir. Gün içinde fazla inek sütü verilmemelidir. İlk yaşına kadar demir içeren mamalar tercih edilmelidir. Bu önlemler bebeklerde demir eksikliğinin önüne geçebilir.
Share:
Devamını Oku..

Demir Eksikliği Anemisi Nedir?

Demir Eksikliği Anemisi, vücutta yeteri kadar demirin olmaması durumudur. Anemi kendi başına bir hastalık olabildiği gibi başka hastalıklarında habercisi olabilmektedir. Sık karşılaşılan ve tedavisi kolay yapılan bir hastalıktır. Demir eksikliği anemisi nin genel olarak nedenleri arasında kan kaybı, kötü beslenme, besinlerle alınan demirin emiliminde bozukluk olmasıdır. Demir eksikliği anemisi vücudumuzun alyuvar yapımı için gerekli demire sahip olmadığı durumlarda zaman içerisinde gelişen bir hastalıktır. Bu durumda, yeteri kadar demir olmaz ve vücut depoladığımız ferritin (demir deposu) kullanmaya başlar.Kısa bir zaman sonra depolanan demirler biter ve demir eksikliği anemisi baş gösterir. Depolanmış demir tükenince vücudumuzda daha az alyuvar yapmaya başlar. Daha az alyuvarlarda  daha az hemoglobin bulunur. 

Demir Eksikliği Anemisi, belirtileri arasında halsizlik, çabuk yorulma, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi belirtilerle kendini gösterir. Daha ağır anemiler de kalp sorunları, enfeksiyonlar, çocuklarda büyüme ve gelişme geriliği olabilmektedir. Demir eksikliği anemisine daha yatkın kişiler ise, bebekler, küçük çocuklar, kadınlar ve iç organ kanamaları olan hastalardır. Genellikle başarı ile tedavi edilen, ilaçlar, beslenmede değişiklikler ve cerrahi müdahale ile sonuç alınan bir hastalıktır.  Doktor muayenesi ile bulgular verebildiği gibi basit bir kan testi ile kesin tanı konulur. Kişi de oluşabilecek, tırnaklarda kırılma, dilde şişme ve yaralar, ağız kenarında çatlaklar, dalakta büyüme, sık enfeksiyonlara yakalanma belirtiler arasındadır.

Demir Eksikliği Anemisi bulunan kişiler kireç, toprak, buz, kil, boya gibi maddelere aş erebilirler bu duruma ''pika'' denmektedir. Bazı kişilerde huzursuz bacak sendromu denilen, bacakları sürekli hareket ettirmek isteği olan bir hastalıkla da baş gösterebilir. Bazen kişide olabilen alt yatan bir hastalık sonrası da demir eksikliği anemisi görülebilmektedir. Bunların başında mide kanaması, bağırsakta kanamalar, kadınlar da uzun süren adet kanamaları  gelmektedir. Bunun için farklı test ve tetkikler yapılmaktadır. Demir içeren besinler arasında kırmızı et, ıspanak ve koyu yeşil sebzeler, yer fıstığı, fıstık ezmesi, badem, yumurta, karaciğer, bezelye, yeşil mercimek, fasulye, üzüm, kayısı, şeftali ve kırmızı renkli meyveler de hastaların beslenme listelerinde yer tutmalarında fayda vardır. C vitamini de vücutta demir emilimine yardımcı olmaktadır. Ağır demir eksikliği anemilerinde anemi şiddetli ise alyuvar nakli gerekebilir. Kan nakli sık uygulanan ve güvenli bir yöntemdir. İşlemde toplardamarın içine kan verilir. 
Share:
Devamını Oku..

21 Aralık 2015 Pazartesi

Demir Eksikliğinin Zararları Nelerdir?

Demir Eksikliğinin Zararları, vücudunuzda yeteri kadar demirin bulunmamasından kaynaklanan bir hastalıktır, tedavisi kolaydır denilebilir. Demir düzeylerindeki  düşüklüğün nedeni genelde kan kaybıdır. Bu hastalığın nedenlerinin en başında, kötü beslenme yada besinlerdeki demirin emilmesinde görülen yetersizlikler yer alır. Sık görülen bir anemi türüdür.Hastalık aynı zamanda alyuvarların yeteri kadar hemoglobin içermemesinden de kaynaklanabilir. Vücuda oksijen taşıyan ve alyuvarlarda bulunan demirden zengin proteinlere hemoglobin denir.

Demir eksikliği genelde, vücudunuzun sağlıklı alyuvar yapımı için yeterli demire sahip olmadığı durumlarda gelişir. Yeterli demir olmadığı zaman, vücudunuz depolamış olduğu demiri kullanmaya başlar. Kısa bir süreden sonra da depolanmış demir tüketilmiş olur.
Depolanmış demir bitince vücut daha az alyuvar yapar dolayısıyla ürettiği alyuvarlarda bulunması gerekenden daha az hemoglobin bulunur.
Demir eksikliği anemisi; kendini yorgun ve bitkin hissetme, nefeste daralma, göğüste ağrı ve diğer bazı belirtilere sebep olabilir. Aşırı demir eksikliği anemisi kalpte bazı sorunlara, enfeksiyon hastalıklarına, çocuklarda büyüme gelişme ile ilgili problemlere  yol açabilir.
Anemi riski en fazla olanlar  bebekler, küçük  yaştaki çocuklar, kadınlar ve iç organlarında kanaması olan yetişkin insanlardır. Bu hastalık genellikle başarıyla tedavi edilebilir. Tedavinin kolaylığı yada zorluğu hastalığın ortaya çıkma sebebi ve hastalığın ağırlığına bağlıdır. Tedavi, beslenmede bir takım değişiklik, ilaçlar yada bazı cerrahi yardımlarla olabilir.  Ağır hastalara kan nakli, demir enjeksiyonu, damar içi demir tedavisi yapılabilir. Vücudunuzda yeterli demirin bulunmaması durumlarında demir anemisi oluşur. 
Kan kaybeden bir insanın demir kaybettiğini söyleyebiliriz, kaybedilen demiri yerine koyacak kadar demir depolanmamış ise demir eksikliği anemisi oluşur. Kadınlarda demir eksikliği nedenleri; rahim kanamaları, rahimde selim tümörlerde ki kanamalardır.

En iyi demir içeren gıdalar; 

Et, balık, yumurta, beyaz et ( tavuk, hindi vs.). Bu gıdaları yeteri kadar tüketmiyor ve demir takviyesi almıyorsanız sizde de demir eksikliği olabilir. Gebelikte veya çocuklukta yeterince demir alınamayabilir. Alınamama nedeni bu dönemlerde demire olan ihtiyacın artmasıdır. Kimi zaman yeteri kadar demir içeren besinler alınsa da vücut bunu ememeyebilmektedir. Midedeki asit oranını azaltmaya yönelik kullanılan ilaçlar demir emilimini bozan etkenlerden birisidir.

Bebekler ve çocukların gelişip büyüyebilmesi için çok miktarda demire ihtiyaçları vardır. Vaktinde doğmuş bebeklerin vücudunda depolanmış olarak bulunan demir ilk 4-6 ayda tüketilir. Erken doğan bebekler de demir eksikliği bakımından risk altındadır, çünkü onların vücudunda yeteri kadar demir depolanmamıştır. Çocuklarda bu risklere karşı önlem alabilmek için çocukların beslenmesi ile ilgili mutlaka bir çocuk doktoruyla görüşmemiz gerekir. İnek sütünü fazla tüketen çocuklarda demir eksikliği görülür Çünkü  süt demir bakımından fakir bir besindir, fazla süt alımı beslenmedeki, demir bakımından zengin gıdaların yerine geçebilir. Ayrıca şunu da belirtmemiz gerekir; sütün aşırı miktarda tüketilmesi çocuklarda demir emilimini olumsuz yönde etkileyebilir.

Anemide Bulgu ve Belirtiler

En sık görülen belirtilerden birisi halsizlik ve yorgunluk, özellikle ayağa kalkıldığında baş dönmesi, baş ağrısı, el veya ayaklarda soğukluk, deride ve diş etlerinde, tırnaklarda soluklaşma ve göğüs ağrılarıdır.

Demiri Arttırmak İçin Alınması Gereken Bazı Besinler Şöyle Sıralanabilir;
Demir bakımından zengin, demir ve kan oluşturma özelliğine sahip birçok bitki vardır. Ama bunları kullanmadan önce özellikle de devam eden bir ilacınız yada kronik bir rahatsızlığınız var ise ilgili doktorunuza danışmanız faydalı olur.
PAU D'ARCO KABUĞU yağmur ormanlarında yetişen bir bitki türüdür. Sadece bir aylık süre içinde kırmızı kan hücrelerinin yenilenmesini sağlar ve mükemmel bir kan temizleyici-kan yapıcı olup ayrıca karaciğer ve endokrin bezlerinin yardımcısıdır.
ISIRGAN OTU, demir açısından zenginliği ile bilinen en önemli bitkilerdendir. Ispanak ve su teresi de ısırgan otu gibidir diyebiliriz.
ET, protein ve demir yönünden zengin bir besindir. Kalp-damar sağlığı için yağlı olmayan ya da mümkün oldukça az yağlı et tercih edilmelidir.
Kelp, Karahindiba yaprakları, kekik de bunlar arasında yer alan demir arttırıcı bitki ve besinlerdir.
Share:
Devamını Oku..

Nedir Bu Demir Eksikliği?

Demir eksikliği, vücudun demir mineraline duyduğu ihtiyacın artması ya da tüketilen besinler tarafından vücuda alınan demirin gerektiği gibi işlenememesi nedeniyle ortaya çıkan demir eksikliği kansızlık yani anemi hastalığının başlıca nedenlerindendir. Demir, kan ile birlikte oksijenin taşınmasını sağlayan kan hücrelerinin üretiminde kullanılan önemli bir mineraldir. Vücutta yeteri kadar demirin olmaması kan hücrelerinin üretimini olumsuz yönde etkiler ve zamanla hücre sayısında azalma yaşanır. Hücre sayısı azaldıkça hücre ve dokulara taşınan oksijen oranı azalır. Bu durumda organlar fonksiyonlarını gerektiği gibi yerine getiremez. Vücut bu aşamaya ulaştığında demir eksikliği belirtileri yaşanmaya başlar.

Demir Eksikliği Belirtileri

Demir eksikliği belirtileri kırmızı kan hücre sayısının ne düzeyde azaldığına bağlı olarak farklı şekillerde seyredebilir. Bazen hafif belirtiler ortaya çıkarken bazen günlük aktiviteleri olumsuz yönde etkileyecek belirtiler yaşanabilir. Belirtiler vücudun demire ihtiyacı arttıkça ve demir eksikliği kansızlık yani anemiye dönüştükçe ortaya çıkan şikayetler şiddetlenebilir.

Halsizlik: Demir eksikliğinde en sık rastlanan belirti halsizliktir. Kişi demir eksikliği nedeniyle aşırı yorgunluk ve enerji azlığı yaşayabilir. Dokulara ulaşan oksijen miktarı azaldıkça vücut yeteri kadar enerji üretemez ve vücut doğal olarak halsiz ve güçsüz düşer.
Solgun Cilt: Demir eksikliği nedeniyle yaşanan kan hücresi azlığı cildin soluk bir görünüm almasına neden olur. Dudaklar, dişetleri ve ağız içi normalden daha soluk olabilir.
Çarpıntı: Ara ara yaşanan kalp çarpıntısı demir eksikliği nedeniyle yaşanıyor olabilir. Kalp dokuları demir eksikliği nedeniyle oksijen ihtiyacını karşılayamadığı için normal hızından daha fazla çalışır ve dolayısı ile çarpıntı yaşanabilir.
Yenmemesi Gereken Şeyleri Yeme İsteği: Tıpta pika olarak tanımlanan yenmez şeylere karşı aşırı istek hissi demir eksikliği belirtileri arasında yer almaktadır. Daha çok çocuklarda görülen bir durumdur.
Kaygı Hissi: Vücutta yaşanan demir eksikliği nedeniyle kanda yaşanan oksijen azlığı sinir sistemini olumsuz etkiler. Beraberinde kaygı ve sinirlilik hali yaşanabilir.
Saç Dökülmesi: Demir eksikliği anemiye dönüştüğünde ciddi anlamda saç dökülmesine yol açabilir. Vücutta azalan oksijen oranı nedeniyle saç köklerine yeteri kadar oksijen gitmez ve bu durumda saç dökülmesi yaşanır.

Konsantrasyon Eksikliği: Beyin hücrelerinin fonksiyonel olarak çalışması için gerekli olan demir yeteri kadar karşılanamazsa hafıza ve konsantrasyon kaybına yol açabilir.
Demir Eksikliğinde Diğer Belirtiler
  • Baş dönmesi
  • Bacaklarda uyuşma hissi
  • El ve ayakların ısınmaması
  • Çocuklarda iştah kaybı
  • Kırılgan ve zayıf tırnaklar
  • Huzursuz bacak sendromu
  • Dil şişmesi ve ağrısı
  • Göğüs ve baş ağrısı
  • Tekrarlayan enfeksiyonlar
Demir Eksikliği Nedenleri
Demir eksikliği birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkabilir. Ancak bu nedenler iki başlık altında toplanabilir;
Artan Demir İhtiyacı: Özellikle çocukluk döneminde hızlı büyüme vücudun demir mineraline olan ihtiyacını arttırabilir. Bu durumda bazı çocuklarda yalnızca beslenme ile demir ihtiyacı karşılanamaz. Bu sorun uzun vadede devam ederse demir eksikliği yaşanabilir.
Gebelik döneminde de tıpkı çocukluk döneminde olduğu gibi vücut demir mineraline daha fazla ihtiyaç duyar. Gebelik döneminde demir eksikliği sık yaşanan sorunlar arasındadır. Yine şiddetli adet kanamalarında da demir ihtiyacı artabilir ve demir eksikliği yaşanabilir.
Kan kaybı yaşamak bir diğer demir eksikliği nedenidir. Kanamalı mide ülseri ya da sık aralıklarla kan vermek kan kaybına neden olabilecek durumlar arasındadır. Bu gibi durumlarda demir eksikliği ortaya çıkabilir.
Vücudun Demiri Gerektiği Gibi İşleyememesi: Vücuda bitkiler tarafından alınan demir hayvansal gıdalar tarafından alınan demirden 2-3 kat daha az emilir. Dolayısı ile vejetaryen ağırlıklı beslenen kişiler de demir eksikliği yaşanabilir. Et tüketiminden kaçınan kişiler diyet listelerini dikkatli hazırlamalı ve demir açısından zengin gıdalar ile beslenmeye özen göstermelidir.
Kullanılan bazı antiasit ilaçların çok fazla alınması demir emilimin olumsuz yönde etkileyebilir. Bu tür ilaçlar mutlaka doktor kontrolünde bilinçli bir şekilde kullanılmalıdır.
Demir Eksikliği Nasıl Teşhis Edilir?
Kişi yukarıda sayılan belirtileri yaşadığını hissettiğinde mutlaka doktora başvurarak kanda demir oranını ölçtürmek için bazı testlerin yapılması gerekir. Kanda demir oranını tespit etmek için doktor birkaç tane test isteyerek demir eksikliği teşhis edebilir.
Hemoglabin Testi: Test kanda oksijen taşınmasında görevli olan hemoglabin protein miktarını tespit etmek için yapılır.
Hematokrit Testi: Kırmızı kan hücrelerinin kan hacmi oranını ölçmek için yapılan bir testtir.
Tam Kan Sayımı: Kırmızı kan hücresi sayısını belirlemek için uygulanan bir testtir.
Serum Ferritin Testi: Vücutta ne oranda demir depolandığını tespit edebilmek için yapılan testtir.
Serum Demir Testi: Kanda bulunan demir miktarını tespit etmek için uygulanır.
Demir Eksikliği Tedavisi
Doktor tarafından uygulanan kan testi sonuçları değerlendirilerek demir eksikliği olup olmadığı belirlenir. Demir eksikliği neden kaynaklanıyorsa nedene yönelik tedavi başlatılır. Demir eksikliği mide ülseri kaynaklı gelişmişse ilk olarak ülserin tedavi edilmesi gerekir. Ayrıca uygulanacak tedavi yöntemlerinde kişinin yaşı ve sağlık durumu ön planda tutulur.
Doktor yaşanan demir eksikliğinin uygun bir beslenme programı ile giderilemeyeceğine karar verirse demir takviyeleri reçete edebilir. Reçete edilen takviyenin yeterli olup olmadığını anlamak için bir süre sonra tekrar gerekli testlerin yapılması istenir.
Eğer demir eksikliği beslenme ile giderilebilecekse doktor demir ağırlıklı bir beslenme programı tavsiye edebilir. Bu durumda doktor hastayı uzman bir diyetisyene yönlendirir
Share:
Devamını Oku..